MAHKEMESİ :Üsküdar 1. Aile MahkemesiTARİHİ :24.3.2011NUMARASI :Esas no:2009/725 Karar no:2011/143Taraflar arasındaki boşanma ve karşı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davalı-karşı davacı (koca) tarafından; her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden duruşmalı inceleme yapılması talebiyle, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından ise; nafakalar ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı yapılmasını isteyen davalı-karşı davacı vekili, sonradan verdiği 7.3.2012 tarihli dilekçesiyle duruşna isteğinden vazgeçtiğinden, duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı (kadın)'ın tüm, davalı-karşı davacı (koca)'nın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hakim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusur bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı-karşı davalı (kadın) yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı orantısız ve çoktur. Daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.3-Davacı-karşı davalı (kadın)'ın üç dairesi, bir yazlık konutu ve bir dükkanının bulunduğu, bu mülklerinden kolluk araştırmasına göre aylık 1.950.-TL. tutarında kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Sahip olduğu malvarlığı ve aylık geliri dikkate alındığında boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kabul edilemez. Tarafların ortak çocukları ergin olup, bu çocukların yüksek öğretimde olmaları ve annelerinin yanında bulunmaları, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirini gerektirmez. Kocanın mali gücü ise, kadın yoksulluğa düşecekse, nafakanın miktarını tayinde önem taşır. Bu bakımdan geçimi için yeterli geliri ve malvarlığı bulunan davacı-karşı davalı (kadın) yararına yoksulluk nafakasına hükmolunması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentte gösterilen sebeplerle manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Fatma'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Davut'a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.