Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8230 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 11091 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Ankara 3. Aile MahkemesiTARİHİ :31.03.2011 NUMARASI :Esas no: 2009/1261 Karar no:2011/455Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; C..'un velayeti, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, kendi manevi tazminat isetğinin reddine ilişkin karar yönünden; davalı tarafından da, kusura ilişkin gerekçesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece “boşanmada taraflar eşit kusurlu” kabul edilmişler, buna bağlı olarak davalının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddine karar verilmiş ise de, davacının eşine fiziki şiddet uyguladığı ve evlilik birliğine ilişkin görevlerine yerine getirmediği; buna karşılık davalının ise kocasına hakaret ettiği ve komşularıyla geçimsiz tavır ve davranışlar gösterdiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğin temelinden sarsılmasında davacının daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalının davacıyla eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi doğru bulunmamıştır.3-Davalının çocukların bakım ve gözetimiyle yeterince ilgilenmediği, küçük C.'un annesinin yanında bakımsız kaldığı uzman raporundan anlaşılmaktadır. Velayetlerinin farklı veliye verilmesinin üstün yararları olacağı gerçekleşmedikçe, kardeşlerin birbirinden ayrılmamaları onların menfaatlerine uygun düşer. Çocukların velayetlerinin farklı veliye bırakılmasını haklı gösterecek bir delil ortaya konamamıştır. Bu durumda, açıklanan hususlar gözetilerek küçük C.’un da velayetinin babaya verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.4-Davacının manevi tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması da usul ve yasaya aykırı bulunmuştur (HUMK.md.388/son). SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı kadın yararına, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentteki bozma sebebine göre tarafların C.. için takdir edilen iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozulan yönleri dışında kalan ve bozma sebebine göre incelenmeyen yönler haricindeki bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.