Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 823 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19430 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İzmir 11. Aile MahkemesiTARİHİ :10.07.2013 NUMARASI :Esas no:2012/742 Karar no:2013/550Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından tamamına yönelik olarak; davalı (koca) tarafından ise velayet, nafakaların miktarı ve müşterek çocuk yararına hükmedilen nafakaların başlangıç tarihi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilip boşanmaya karar verilmiş ise de yapılan soruşturma ve toplanan delillerden;davacı kocanın birlik görevlerini ihmal ettiği, eşine sürekli şiddet uyguladığı, bağımsız ev temin etmediği, sebepsiz borçlanmalar yapıp aile bütçesini zora soktuğu, eşine hakaret ettiği, davalı kadının ise eşine ve ailesine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafta kusurlu olmakla birlikte davacı koca, kadına göre ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin devamında taraflar ve ortak çocuk için bir yarar kaldığından sözetmek imkanı ortadan kalkmış, davacı kocanın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluşmuştur.Bu nedenle davacı kocanın boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma kararı sonuç itibarıyla doğru olup, davalı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, davacı kocanın kabul edilen boşanma davasına ilişkin hükmün, kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiş (HUMK. md. 438/son) ve tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.2-Dava Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girdikten sonra 26.9.2012 tarihinde açılmış, davalı kadın cevap dilekçesinde tazminat istememişken 14.3.2013 tarihli dilekçe ile tahkikat aşamasında 3.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesinde "Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır." hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm gereğince savunmanın genişletilebilmesi ön inceleme duruşmasından sonra mümkün bulunmamasına rağmen, davacı kadının tahkikat aşamasında talep ettiği tazminatlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Toplanan delillerden velayeti davalı anneye verilen müşterek çocuğun dava süresi boyunca davacı baba yanında kaldığı sabittir.Durum böyle iken müşterek çocuk yararına davalı anneye teslim tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi yerine dava tarihinden geçerli olacak şekilde tedbir nafakasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştirSONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple kocanın kabul edilen boşanma davasında hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.