Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 81 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10398 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ :Muğla 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :06.03.2009 NUMARASI :Esas no: 2008/183 Karar no:2009/101Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Davacı-davalı kocanın birleşen nafakanın artırılması davasına yönelik temyiz incelemesinde;Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2. maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 21.07.2004 tarihinden itibaren 1000 YTL’ye çıkarılmıştır. 5212 ve 5236 Sayılı Yasalar uyarınca, her yıl “yeniden değerlendirme oranına” göre bulunacak miktarlar dikkate alınarak, belirtilen konularda değer itibarıyla bu miktarların altında kalan kararlar kesindir. Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da temyizde bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir.Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1400 TL.)'nı aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir.2-Tarafların tazminat ve ve alacak davasına yönelik temyizlerinin incelenmesine gelince;a-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Davalı-davacı G. yararına Türk Medeni Kanununun 174/1 ve 2.maddesi gereğince takdir edilen tazminatlar, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale gelir, faize de boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, hükmedilen maddi ve manevi tazminatlara karşı dava tarihinden itibaren faiz uygulanması doğru görülmemiştir.c-Toplanan delillerden, davalı-davacı G. talep ettiği ziynet eşyalarının evlilik birliği sırasında bozdurularak davacı-davalı E. ait kooperatif için harcandığı ve geri iade edilmediği kanıtlanmıştır. Z. eşylarının dava tarihindeki değerleri belirlenerek talebi aşmayacak şekilde değerine hükmedilmesi gerekirken, isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b-c bendinde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen nedenlerle ONANMASINA, davacı-davalı kocanın nafaka davasına yönelik temyizinin yukarıda 1.bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.