Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8093 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12923 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ :Adana 4. Aile MahkemesiTARİHİ :20.03.2006NUMARASI :686 - 256Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * temyiz eden N. Ş. vekili Av. S. H. ve temyiz eden karşı taraf E. Ş. vekili Av. B. Y. geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *boşanmaya yol açan olaylarda, cinsel birleşmeyi gerçekleştiremeyen ve tedaviden kaçınan davacı-karşı davalının (kocanın) daha ziyade kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- * Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, evi birlikte seçeceklerini , birliğin giderlerine güçleri oranlarında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak * davalı-karşı davacı (kadın) yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3- Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen * davalı-karşı davacının (kadın) ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak * davalı-karşı davacı (kadın) yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4-Ziynetler konusunda tefhim olunan kısa kararda bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulmuş, gerekçeli kararda da, ziynetlerin herbirinin değerleri ayrı ayrı gösterilmemiştir. #Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388/5. maddesi, hükmün sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık , şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir. Gerekçeli kararın da kısa karara uygun düzenlenmesi zorunludur. (HUMK. m. 381/2). Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde * hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 4. bentte gösterilen bozma sebebine göre davacı-karşı davalı kocanın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan ve incelenmeyen temyiz itirazlarıyla ilgili kısım dışındaki bölümlerinin l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.