Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8045 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10916 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Beykoz Aile MahkemesiTARİHİ :25.03.2011NUMARASI :Esas no:2009/919 Karar no:2011/257Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm boşanma davası ile hükmedilen nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Toplanan delillerden davalı-davacı kadının üvey çocuklarına Türk Medeni Kanununun 338/1. maddesinde gösterilen yükümlülüğün gereği olarak gerekli ilgi ve özeni göstermediği davacı-davalı kocanın ise, eşinin bir süreliğine ailesinin yanına gitmesini fırsat bilip, evlenmeden önce birlikte yaşadığı ve iki çocuğunun annesi olan kadın ile yeniden bir araya geldiği yönünde kuşku uyandıracak davranışlar içine girdiği, gerçekleşen bu duruma göre davacı-davalı kocanın ağır kusurlu olduğu anlaşılmakta ise de; davalı-davacı kadının evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yararı kalmadığından ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleştiğinden verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olmakla, boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi düzeltilmek suretiyle (HUMK md.438/7) onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve davalı-davacı kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazları ile aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden yukarıda 1. bentde açıklandığı gibi boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen kadının diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan, olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.S O N U Ç : Temyiz edilen kararın yukarıda 2. ve 3. bentlerde açıklanan sebeple maddi ve manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.