Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7868 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7141 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmolunan nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Dinlenen bir kısım davacı tanıklarının sözleri, maddi hadiselere istinat etmemekte, soyut ve genel nitelikte olup, bir kısım tanıkların anlatımları ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Gerçekleşen bu durum karşısında, toplanan deliller, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule yeterli değildir.Ayrıca mahkemece davacıya yüklenen kusurlu davranışlar yönünden de; davalı erkek dilekçeler teatisi aşamasında eşinin kendisine hakaret ettiği veya aşağıladığı iddiasında bulunmamıştır. Tarafların usulüne uygun şekilde dayanmadığı vakıaların ve özellikle tahkikat aşamasında meydana gelen boşanma sebebi oluşturan hakaret veya aşağılamada dahil her türlü vakıanın değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye, bir başka deyişle istisnaya yer verilmemiştir. Ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun şekilde (HMK m. 141) dayanılmayan bir vakıanın, tahkikat aşamasında gerçekleştiğinden bahisle davacıya kusur olarak yüklenemeyeceği dikkate alınmaksızın, mahkemece yukarıda açıklanan sebeplerle her iki tarafa da yüklenecek kusurlu bir davranış ispatlanamadığı halde, eşit kusurlu kabul olunarak davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (3.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.