MAHKEMESİ :Kadıköy 5. Aile MahkemesiTARİHİ :06.07.2012 NUMARASI :Esas no:2012/552 Karar no:2012/575Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Boşanma davası 26.04.2002 tarihinde açılmış, Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesince; tarafların boşanma ve fer'ilerinde mutabık kalmaları üzerine, 03.07.2002 tarihinde Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre boşanmalarına karar verilmiş, bu karar taraflarca tebliğe çıkartılmamıştır. Davacının, 20.06.2012 tarihinde “temyiz hakkından feragat ettiğini” belirterek kararın kesinleştirilmesini talep etmesi üzerinde, kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi; “karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanununun 4. maddesi gereğince davanın aile mahkemelerinin görevine girdiğini, ihtilafın çözümünün aile mahkemesine ait olduğunu” belirterek dosyanın “takdir ve gereği yapılmak üzere Kadıköy Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine” karar vermiş, Kadıköy 5. Aile Mahkemesi de, dosyayı esasına kaydettikten sonra; 06.07.2012 tarihinde “kesinleşme işleminin mahkeme yazı işleri müdürü tarafından takip edilip yapılmasına, esasın kapatılmasına” şeklinde karar vererek dosyadan elini çekmiştir. Davacının başvurusu üzerine, boşanma kararı ve aile mahkemesinin 06.07.2012 tarihli kararı davalıya tebliğ edilmiş, davalı 5. Aile Mahkemesince verilen 06.07.2012 tarihli kararı ve Asliye Mahkemesinin 03.07.2002 tarihli boşanma kararını temyiz etmiştir.Bir dava sonucunda verilen nihai kararın taraflara tebliğe çıkartılması, tebliğinden sonra şekli olarak kesinleştirilmesi işlemleri, kararı veren mahkemece yapılacak usul işlemlerindendir. (HUMK md. 443/son) Karardan sonra, bu usul işlemlerini yapmasına fiili bir engel çıkmadıkça veya mahkeme idari bir kararla lağvedilmedikçe bu usul işlemlerini yapma ve tamamlama, kararı veren mahkemeye aittir. Olayda boşanma kararı asliye hukuk mahkemesince verilmiş, karardan sonra “tebliğ ve kesinleştirme işlemleri” için dosya, yine karardan sonra 4787 sayılı Kanunla kurulan aynı yerdeki aile mahkemesine gönderilmiş; aile mahkemesi de; esası hakkında karar verilmiş bir davayı, hatalı olarak kendi esasına kaydetmiş; bundan sonra da, “kesinleşme işlemlerinin mahkememiz yazı işleri müdürü tarafından takip edilip yapılmasına, esasın kapatılmasına” şeklinde karar oluşturmuştur. Kararı veren mahkemeye ait ve onun tarafından yapılması gereken karardan sonraki şeklen kesinleşmeyi sağlamaya yönelik usul işlemlerinin ( iş, yasal bir tasarrufla sonradan bu mahkemeden alınmış olsa bile), bir başka mahkemece yerine getirilmesi usulen mümkün değildir. Bu bakımdan Aile Mahkemesinin 06.07.2012 tarihli kararı usul ve yasaya aykırıdır. Bu mahkemece yapılacak iş, Kadıköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2002 tarihli 2002/694-809 sayılı kararına karşı da bir temyiz mevcut olduğuna göre, dosyanın Yargıtay'a hükmü veren mahkemece gönderilmesini (HUMK md. 433/son) temin için dosyayı bu mahkemeye bir kararla iade etmekten ibarettir. Bu yönde işlem yapılmak üzere aile mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.