Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7729 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23824 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Kırıkkale 2. Aile MahkemesiTARİHİ :25.04.2013 NUMARASI :Esas no:2012/521 Karar no:2013/243 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı (kadın) yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma kararıyla birlikte velayetleri davalıya verilen tarafların müşterek çocukları 2003 doğumlu Ahmet ile 2008 doğumlu Zeynep'in boşanma kararının kesinleşmesinden sonra annelerinin kızlık soyismi olan "Teke" soyismini kullanmalarına da karar verilmiştir. Evlilik içinde doğan çocuklar doğumla babalarının soyadını kanundan dolayı kendiliğinden almışlardır. Bu çocuklar evlilik içinde doğumla kanun gereği kazandıkları soyadını ergin olduktan sonra haklı sebeplerin varlığı halinde değiştirebilirler. Velayet kendisine bırakılan annenin, çocuğun "evlilik içinde doğumla" kazandığı soyadını değiştirmesi mümkün değildir. İlk defa soyadı alınmasıyla ilgili düzenleme içeren 2.1.1935 tarihinde yürürlüğe giren 2525 sayılı Soyadı Kanununun, 4. maddesinin (2.) fıkrasında yer alan "Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır" şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması (AYM'nin 8.12.2011 tarihli 2010/119 esas, 2011/165 sayılı kararı) dahi, buna imkan vermez. Çünkü iptal edilen hüküm ilk defa soyadı alınmasıyl a ilgilidir. Oysa olayda çocuklar soyadını seçme yoluyla değil, "evlilik içinde doğumla" kanundan dolayı kazanmışlardır. Kanundan dolayı aldıkları bu soyadı, ergin olduktan sonra haklı sebeplerin varlığı halinde kendilerinin talebi üzerine değiştirilebilir. Bunun dışında evliliğin mahkeme kararı veya ölümle sonra ermesi halinde velayet kendisine bırakılan anne çocukların soyadının değiştirilmesini isteyemez. Bu bakımdan mahkemece yapılan çocukların soyadıyla ilgili düzenleme, açıkça kanuna aykırıdır. Bu husus temyiz edilmemiş olsa bile hükmün kanunun sarih maddesine aykırılığı bozma sebebi oluşturur. (HUMK.m.439/2) Bu sebeple hükmün bu bölümünün de bozulması gerekli olmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.