Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7606 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 4817 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Adana 5. Aile MahkemesiTARİHİ :28.09.2010 NUMARASI :Esas no:2009/1088 Karar no:2010/882Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 12.12.2011 gün ve 22266-21767 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Mahkemece; 23.12.2009 tarihli oturumda taraflara “delillerini, varsa tanıklarını bildirmeleri” için yirmi gün kesin süre verilmiş, bu müddette yapılması lazım olan muamele yapılmadığı takdirde delil ibrazından ve tanık dinletme talebinden vazgeçmiş sayılacakları hususunda uyarı yapılmış, duruşma 03.03.2010 gününe bırakılmıştır. Davacı, tanıklarının isim ve adreslerini 25.01.2010 tarihinde mahkemeye bildirmiş, mahkemece “kesin mehil içinde delil listesi ibraz edilmediği” gerekçesiyle gösterilen tanıklar dinlenmemiş, davalı tanıklarının beyanları ile sonuca gidilmiştir.Kesin mehilin amacı, celse talikine sebep olmamak ve yargılamayı makul sürede sonuçlandırmaktır. Kesin süreden beklenen bu amacı sağlamayacak ise, verilen kesin süre hakkı düşürücü bir sonuç hasıl etmez. Mahkemece 23.12.2009 tarihinde delil ve tanık bildirmek üzere, taraflara yirmi gün kesin mehil tanındığı halde, duruşma bu tarihten iki ay on gün sonrasına bırakılmıştır. Kesin mehile ilişkin ara kararında “tanık listesi verildiğinde, bu tanıkların sonraki duruşma gününe çağrılmaları ve bunun gerektirdiği giderlere" ilişkin bir karar oluşturulmamıştır. Böyle bir halde, davacı tanınan süre zarfında tanıklarını bildirmiş olsa bile, 03.03.2010 tarihli oturuma kadar tanıkların çağrılmalarına ilişkin usulü herhangi bir işlem tesis edilemeyecektir. Öyleyse davacının kesin mehilden sonra tanıklarını bildirmiş olması, celse talikine sebep olmamıştır. Bu durumda davacının gösterdiği tanıklar usulünce çağrılıp dinlenmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, bu yön ilk incelemede gözden kaçtığından, hüküm onanmış olmakla, davacının bu yönlere değinen karar düzeltme isteğinin kabulüne, Yargıtay onama kararının kaldırılmasına hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/I-4.maddesi gereğince davacının karar düzeltme isteğinin açıklanan sebeple KABULÜNE, Dairemizin 12.12.2011 tarihli 2010/22266 esas, 2011/21767 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi.