Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7445 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 21192 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ankara 8. Aile MahkemesiTARİHİ :19.06.2012 NUMARASI :Esas no:2011/1451 Karar no:2012/886Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından; kendi davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı (kadın)'ın kendisi için takdir edilen tedbir nafakası ve çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarlarına ilişkin temyiz itirazları yersizdir.2-Diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;Mahkemece, kocanın boşanma davasının kabulüyle, tarafların boşanmalarına karar verilmiş; davalı (kadın) tarafından açılan karşı boşanma davası reddedilmiştir. Mahkeme, "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı (kadın)'ı ağırlıklı olarak kusurlu" bulmuştur. Oysa, yapılan soruşturma ve toplanan delilerden; davalı-karşı davacı (kadın)'ın evliliği kaldıramadığını bildirip ayrılmak istediğini ve evliliğe çocuk için katlandığını ifade ettiği, kocasıyla olan tartışmalarında, sürekli olarak sert tavırlar gösterip kocasına bağırdığı; buna karşılık davacı-karşı davalı (koca)'nın da, annesiyle sık sık tartışan eşi için "ben kadın istemiyorum, anne istiyorum, sokaklar kadın dolu" şeklinde sözler sarfettiği, eşinin gitmesini isteyerek onu kovduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre; her iki tarafın da birliğin mutluluğunu sağlama konusunda özveride bulunmadıkları bu husustaki yasal yükümlülüklerine (TMK.m.185/2) aykırı davrandıkları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasında tarafların açıklanan kusurlu tutum ve davranışlarının aynı oranda etkili olduğu görülmektedir. Bu durumda; taraflardan birinin diğerine göre baskın kusurlu olduğu söylenemez. Tarafların eşit kusurlu olduklarının kabul edilmesi gerekir. Bu sebeple, davalı kadın da boşanma davası açmakta haklı olduğundan, kadının karşı boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddi doğru bulunmamıştır. Ne var ki, kocanın boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü, temyizin şümulü dışında bırakılmakla usulen kesinleşmiş, karşı boşanma davasındaki boşanma talebi konusuz kalmıştır. Öyleyse karşı boşanma davası hakkında, bu yönde hüküm kurulmak, aynı sebeple incelenebilir hale gelen, davalı-davacı (kadın)'ın, maddi (TMK.m.174/1) ve manevi (TMK.m.174/4) tazminat, yoksulluk nafakası (TMK.m.175), vekalet ücreti ve yargılama giderleri bakımından buna göre yeniden hüküm tesis edilmek üzere; karşı boşanma davası hakkındaki hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.