MAHKEMESİ :Erciş Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :16.07.2013 NUMARASI :Esas no:2012/733 Karar no:2013/679 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, ziynetlere ilişkin talebinin reddi, lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların ve çocuklar için takdir edilen nafakanın miktarları, mal rejiminin tasfiyesi talebiyle ilgili hüküm verilmemiş olması yönlerinden; davalı (koca) tarafından ise kusura ilişkin gerekçesi ve kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile velayete ilişkin düzenleme yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuna uygun sebeplere ve özellikle davacı eş için 04.09.2012 tarihinde ara kararı ile aylık 400 TL tedbir nafakası tayin edilmiş, bu miktarın 27.01.2013 tarihli oturumda, oturum tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500 TL'ye yükseltilmiş olmasına; velayetleri anneye bırakılan müşterek çocukların her biri için aylık 250'şer lira olmak üzere toplamda 500 TL iştirak nafakası takdir edildiğinin anlaşılmasına, iştirak nafakasının yasal dayanağı Türk Medeni Kanununun 182/2. maddesi olduğu halde, hüküm yerinde bu madde yerine aynı Yasanın 175. maddesinin gösterilmesi doğru değil ise de, bu husus yazım hatası niteliğinde olup, mahallinde tashihinin mümkün bulunmasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Dava sırasında, davacı anne yanında bulunan müşterek çocuklar için yargılama sırasında tayin edilmiş bir tedbir nafakası bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince dava süresince anne yanında bulunan müşterek çocuklar için dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakası takdir ve tayini gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır.5-Davacı, dava dilekçesinde davalıya ait malvarlığını göstererek, yasal mal rejiminin tasfiyesini de istemiştir. Bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4 ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 119.00 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.