MAHKEMESİ :Çiçekdağ Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :31.03.2011 NUMARASI :Esas no:2009/121 Karar no:2011/40Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kusur, nafakalar, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı kocanın harcı ve kaydı bulunmayan temyiz dilekçesinin incelenmesine yer olmadığına,2-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacı kocanın eşine şiddet uygulayıp, başka kadınlarla ilişkisi olduğuna dair söylentilerin ortaya çıkmasına sebebiyet verir nitelikte güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.3-Davalı kadının temyiz itirazlarına gelince;a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b) Yukarıdaki bentte açıklanan sebeplerle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacı koca tamamen kusurludur. Durum böyle iken tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü ve bu hatalı kusur tespitine bağlı olarak davalı kadının Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi uyarınca manevi tazminat talebinin reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.c) Davalı kadın cevap dilekçesine ekli çeyiz senedinde yazılı bulunan, ziynet ve çeyiz eşyaları için 20.000 TL. tazminat talebinde bulunmuştur. Bu istek Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında ve boşanmanın eki niteliğinde olmayıp ayrıca harca tabidir. Sonradan nispi harcın yatırılmış olması, bu talep bakımından cevap dilekçesini karşı dava haline getirmez. Bu nedenle ortada usulünce açılmış bir dava ya da karşı dava bulunmadığından bu istekler yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde taleplerin reddi de usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz olunan hükmün yukarıda 3. bendin (b) ve (c) alt bentlerinde açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 3. bendin (a) alt bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacı kocanın temyizinin yukarıda l. bentte açıklanan nedenle incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.