Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6889 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23398 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Adana 7. Aile MahkemesiTARİHİ :28.06.2013NUMARASI :Esas no:2012/1399 Karar no:2013/687 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı (kadın) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: -Mahkemece; davacı-karşı davalı kocanın davası kadının güven sarsıcı eylemleri nedeniyle kabul edilmiş ise de; kocanın tanığı olan Ç.. A.. ile davalı-karşı davacı kadın arasında ceza davası nedeniyle husumet bulunduğu, bu nedenle tanık Çiğdem’in beyanına diğer delillerle desteklenmedikçe itibar edilemeyeceği, davacı-kaşı davalı kocanın diğer tanık ve delilleri ile de davalı-karşı davacı kadına atfı kabil bir kusurun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacı-karşı davalı kocanın ispat edilemeyen davasının reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. - Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; mahkemece davalı-karşı davacı kadının daha önce feragatla sonuçlanan boşanma davasındaki feragat tarihinden önceki davacı-davalı koca tarafından gönderilen mesajlarda hakaret unsuru olsa da kadının feragati ile bu mesajları affettiği, feragat tarihinden sonraki mesajların ise kocanın karısına sitemkar bir serzeniş içeren nitelikte olup, hakaret içermediği, bu sebeple kocaya kusur yüklenemeyeceğinden bahisle davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; kocanın feragatten sonra eşine gönderdiği mesajların hakaret içeren nitelikde olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının boşanma davasının kabulüne (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.