Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6846 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14579 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Kula Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :30.03.2012 NUMARASI :Esas no:2011/215 Karar no:2012/118Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:İş, küçüğün vesayet altına alınması talebiyle karşılaşan vesayet makamının, küçüğün babasının velayeti altında bulunduğunu tespit etmesi üzerine, velayetin kaldırılmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi lüzumunu aile mahkemesine ihbar etmesiyle bu mahkemenin önüne getirilmiştir. Buna göre dava velayetin kaldırılmasına ilişkindir.Velayetin kaldırılması, ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda "çekişmesiz yargı" işi kabul edilmiştir (md. 382/2-b-13). Velayete ilişkin davalar, basit yargılama usulüne tabidir (HMK md. 316/1-ç). Basit yargılama usulüne tabi davalarda, mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK md. 320/1). Şu halde basit yargılama usulüne tabi bir işin duruşmasız incelenebilmesi evvela kanunen mümkün olmalıdır. Velayete ilişkin davalar kamu düzeniyle doğrudan ilgili olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Davanın bu niteliği, duruşmalı inceleme yapılmasını, delil toplanmasını ve ayrıntılı araştırmayı gerekli kılmaktadır. Mahkemece "velayetin kaldırılmasına lüzum bulunup bulunmadığına" ilişkin vesayet makamının ihbar yazısı ve tensip tutanağı, velayet hakkına sahip olan davalı babaya 12.03.2012 günü tebliğ edilmiş, davalı iki haftalık cevap müddeti içinde (m. 317/1) 26.03.2012 tarihinde davaya cevap vermiştir. Başka yer mahkemesi vasıtasıyla verilen cevap dilekçesinin mahkemeye ulaşması beklenmeden 30.03.2012 tarihinde dosya ele alınıp duruşma açılmaksızın hüküm verilmiştir. Dolayısıyla davalıya savunma ve savunmasını ispat hakkı tanınmamıştır. Davalıya, yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, savunmasını ileri sürme ve ispat etme hakkı tanınmadan hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir (HMK md. 27). Davanın basit yargılama usulüne tabi olması bu hakkın ihlal edilmesi suretiyle karar verilebileceği anlamına gelmez. Öte yandan mahkeme, hangi maddi ve hukuki sebeplere dayalı olarak hüküm verdiğini de göstermemiştir. Öyleyse açıklanan hususlar gözetilerek, talebin duruşma yapılarak incelenmesi, davalının göstermesi halinde delillerinin toplanması, gerektiğinde re'sen dahi araştırma yapılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre hüküm kurulması gerekir. Bu yönler dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.