Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6694 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2248 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ :Akçadağ Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :25.10.2007NUMARASI :Esas no:2006/9 Karar no:2007/195Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı, mirasbırakanı babası M..D...'nin altı çocuğundan beşine ayrıcalık tanıyarak kendisinden mal kaçırmak ve saklı payı ihlal etmek kastıyla taşınmazları davalılardan beş çocuğuna devrettiğini belirterek tenkis isteğinde bulunmuştur.Toplanan delillerden mirasbırakanın 192 ve 396 parsellerden ifrazen 1082, 1083, 1084, 1085, 1093 ve 1094 nolu parselleri davalı çocukları G.. E.., Ö.. Ş.., F.. D.., H..E.. ve Ö.. D...ye satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır. Dinlenen mahalli bilirkişi H.. ve davacı tanık anlatımlarından mirasbırakan bu yerleri davalılara bedelsiz olarak devretmiştir. Her ne kadar 448 nolu parselin de davacıya bırakıldığı belirtilmiş ise de, mirasbırakan devir işlemlerini 17.8.1999'da gerçekleştirmiş olup, 16.1.2005 ölüm tarihine kadar davacıya bırakıldığı iddia edilen 448 nolu parseli davacıya devretmediği gibi bu taşınmazla ilgili bir tasarrufta da bulunmamıştır. Taşınmaz halen mirasbırakan adına kayıtlıdır. Mirasbırakanın altı çocuktan beşine temlikler yaptığı düşünüldüğünde, diğer çocuk davacının saklı payını ihlal kastıyla (TMK.md.565/son) hareket ettiğinin kabulü gerekir.Mirasbırakanın temlik dışı terekesinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Mirasbırakanın yaptığı temlikler ile Türk Medeni Kanununun 506.maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği mahkemece araştırılmamıştır.Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile, (iadeye) denkleştirmeye (TMK.md.669) ve tenkise tabi (TMK.md.514, 565 ) olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim giderleri , terekenin yazımı , mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (TMK.md.507) Miras bırakanın Türk Medeni Kanununun 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Türk Medeni Kanununun 565, maddesinin 1,2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) veya saklı payı ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Türk Medeni Kanununun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlararası tasarrufları, en sonda da kamu yararına yapılan kazandırmaları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla orantılı sorumluluk kuralı gözetilmelidir.Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (sabit tenkis oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olmayacağı (TMK.md.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. O zaman davalıdan tercihi sorulmak, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, mirasın açıldığı gündeki değerleri, o günden karar gününe kadar geçen süre içindeki toptan eşya fiyat endeksleri ile, bu süre içinde oluşan nitelik ve imar değişikliği gibi fiyata etkili özel unsurlar ve hakkaniyet kuralları dikkate alınıp, değer hakim tarafından belirlenmeli ve davalıya fazla verilen bölümün değerinin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.