Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6566 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3511 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ :Malatya 2.Aile Mahkemesi TARİHİ :3.7.2008NUMARASI :Esas no:2007/529 Karar no:2008/382Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Temyiz edilen karar temyiz eden davacı vekiline 16.09.2008 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.md.432) onbeş günlük süre geçtikten sonra 06.10.2008 günü verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.Ne var ki Aile Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği(l.6.l990 günlü ve l989/3 Esas,l990/4 Karar sayılı) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple temyiz isteminin reddi gerekir.2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının sadakatsizliği kanıtlanmamış olup, gerçekleşen olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda birbirlerine karşılıklı olarak hakaret eden tarafların aynı oranda kusurlu bulunduklarının anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu olan taraf yararına manevi tazminata (TMK.md.174/2) hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde davacı yararına manevi tazminat takdiri doğru bulunmamıştır.c-Dosyaya alınan Sosyal Güvenlik Kurumundan elde edilen hizmet döküm cetvelinin, aynı isimli bir başka C..K...’a ait olduğu, vatandaşlık numarasındaki farklılıktan anlaşılmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının herhangi bir geliri, işi ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş, Türk Medeni Kanununun 175.maddesi koşulları oluşmuştur. Öyleyse davalı yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, isteğin reddi isabetsizdir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b-c bentlerinde gösterilen sebeplerle davalı yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacının temyiz talebinin yukarıda 1.bentte gösterilen nedenle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.