Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6530 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3589 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ :Konya 3. Aile MahkemesiTARİHİ :31.12.2009NUMARASI :Esas no:2008/1046 Karar no:2009/1098Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükümün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 12.04.2011 gününde temyiz eden davalı Ş.E.vekili Av. Y. K. geldi. Karşı taraf davacı M.E.ile vekili gelmediler. Gelmeyen davacı vekili Av. M. A.adına çıkarılan duruşma davetiyesinin adresinden taşınmış olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği görüldü. Huzurda bulunan davalı vekili Av. Y.K.söz aldı. "Biz murafaa isteğimizden vazgeçiyoruz" dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Vazgeçildiğinden duruşma icra edilmedi. Evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. Evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece tarafların sabit kabul edilen eylemlerine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı, davalıya göre daha fazla kusurlu olup, Türk Medeni Kanununun 166/2.maddesi koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece davacı kocanın başka kadınla ilişkisi sabit kabul edilmiştir. Kocanın bu eylemi ile kadının kusuru karşılaştırıldığında boşanmaya sebep olan olaylarda davacının daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Türk Medeni Kanununun 174/1 ve 2.maddesi koşulları davalı yararına gerçekleşmiştir. O halde, tarafların ekonomik ve sosyal durumları nazara alınarak davalı yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken "eşit kusurlu" kabul edilerek bu taleplerinin reddi doğru bulunmamıştır.3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı yararına aylık irat şeklinde takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3.bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma icra edilmediğinden davalı vekili için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.