Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6254 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22391 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Siirt Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :11.07.2013 NUMARASI :Esas no:2012/1622 Karar no:2013/574Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden; davalı tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Soyut mizaç uyuşmazlığı ve taraflar arasındaki kültürel farklılık tek başına boşanmaya yeterli değildir. Bu uyuşmazlığın ve kültürel farklılığın yol açtığı somut olay ve olguların, birliği ortak hayatın devamına imkan bırakmayacak derecede temelinden sarsmış olması gerekir. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilememiştir. Davalının kızı ve damadının evliliğe gerekeni aşan ölçüde müdahalede bulunduklarına ve buna da davalının tutumunun yol açtığına ilişkin delil bulunmamaktadır. Davada Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinde yer alan temelinden sarsılma unsuru gerçekleşmemiştir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 2-Davacı, evlenmeleri sırasında davalıya hediye olarak takılan ziynetlerin iadesini de istemiş, iade sebebi olarak davalının davacıya karşı kanundan doğan yükümlülüklerine aykırı davranmasını göstermiştir. Evlenme sırasında davalıya hediye edilen ziynetler bağış niteliğindedir. Davacının bunların geri verilmesi isteği, bağıştan rücu sebebine ( 6098 s. TBK. md. 295/2) dayanmaktadır. Mahkemece de böyle vasıflandırılmıştır. Bağışlamadan rücüa dayanan istekler, Türk Medeni Kanununun "aile hukukundan" ( TMK. md.118-395) kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp, genel mahkemelerin görevi kapsamındadır. Öyleyse, davacının ziynetlerin iadesine ilişkin isteğinin boşanma davasından tefrik edilip, bu davaya genel mahkeme olarak bakılması gerekirken bu hususun nazara alınmaması da doğru olmamıştır. 3-Kabule göre de;Davalı ağır kusurlu kabul edildiğine göre, ağır kusurlu olan taraf yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, davalı yararına yoksulluk nafakası takdiri de usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda l. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, l. bentteki bozma sebebine göre davalının nafakaların miktarına ve davacının da yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.