Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6156 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19682 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Bursa 5. Aile MahkemesiTARİHİ :05.07.2012 NUMARASI :Esas no:2011/1346 Karar no:2012/721Taraflar arasındaki "boşanma" ve "birleşen boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca; kendi boşanma davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Yapılan tahkikat ve toplanan delillerden; davacı-davalı kocanın güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu,geçim ve bakım yükümlülüğü ile ilgili birlik görevlerini yerine getirmediği,eşinin kişisel eşyalarına zarar verdiği,eşinin ortak konutta olduğu sırada konutun kapısını kilitlemek suretiyle kişisel özgürlüğünü sınırlamaya çalıştığı;bu olaylar sonrasında, davalı-davacı kadının ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığı ve davacı-davalı kocanın bu şekilde gerçekleşen ayrı yaşama durumu devam ederken, eşine TMK. 164.maddesi uyarınca "terk ihtarı" tebliği ettirdiği anlaşılmaktadır. Yine,toplanan delillerle; davacı-davalı kocanın eşine terk ihtarında bulunduğu halde,ihtar sonrasında eşine yönelik olarak "eve gelmen birşeyi değiştirmez "şeklinde beyanda bulunduğu ve eşini çağırdığı konutta erkek arkadaşlarını barındırdığı da belirlenmiştir. Davacı-davalı kocanın, gerek ihtar öncesi,gerekse ihtar sonrasındaki davranışları değerlendirildiğinde; kocanın gerçekte barışma, birlikte yaşama iradesiyle hareket etmediği, salt boşanmayı sağlamak için terk ihtarı çektiğinin kabulü gerekir. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz(TMK.md.2/2). Bu durumda, kocanın terk ihtarı sonuç doğurmayacağından; davacı-davalı kocanın "terk" hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazı yersiz bulunmuştur. 2-Yukarıda 1 .bentte açıklandığı gibi, davacı-davalı kocanın açıklanan kusurlu davranışları sonucu,evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Bu sonuca ulaşılmasında, kusur tamamen davacı-davalı kocadadır. Davalı-davacı kadının ise,kusurlu bir davranışı kanıtlanamamıştır. Kocanın terk ihtarının kadına tebliği üzerine,tarafların bir görüşme yaptıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu görüşme sonucu,tarafların barıştıkları; böylece, kadının kocasının belirtilen kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörüyle karşılamış duruma düştüğü, kocaya artık bir kusur yüklenemeyeceği gerekçesiyle; davalı-davacı kadının Türk Medeni Kanununun 166/1-2.maddesine dayalı birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Ne var ki;bu görüşmenin barışma ile sonuçlandığına ilişkin,yeterli delil bulunmamaktadır. Öyleyse; kadının boşanmadavasını açmakta haklı olduğu anlaşılmakla, davacı-davalı kadının birleştirilen boşanma davasının kabulüne(TMK.md.166/1) karar verilmesi gerekirken;yazılı gerekçeyle reddedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Mahmut'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının Fatma'ya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.