Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 6131 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 19705 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Bilecik Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :08.05.2012 NUMARASI :Esas no:2011/96 Karar no:2012/277Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından, nafakalar, manevi tazminatın miktarı ve velayet yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kendi reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı (koca)'nın tüm, davalı-davacı (kadın)'ın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece; boşanmada her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte; kocasına göre, davalı-davacı (kadın) daha ağır kusurlu kabul edilip; kocanın davasının kabulüne, kadının karşı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan tahkikat ve toplanan delillerden; davacı-davalı (koca)'nın ailesinin evliliğe haksız müdahalesine engel olmadığı, eşine çalışması yönünde baskı uyguladığı; buna karşılık davalı-davacı (kadın)'ın ise bir başka erkekle sık sık telefon görüşmesi yapmak suretiyle güven sarsıcı davranış içine girdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Durum böyleyken; Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları oluştuğu ve bu nedenle, davalı-davacı (kadın)'ın karşı boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Ne var ki; kocanın davasından verilen boşanma hükmü, taraflarca temyiz edilmeyip kesinleştiğinden; kadının karşı boşanma davasının konusu kalmamıştır. Bu durumda kadının karşı boşanma davası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmekle birlikte; kadın bu davayı açmakta haklı olduğundan; karşı dava nedeniyle yaptığı yargılama giderleri ile vekille temsil edildiğinden geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yararına maktu vekalet ücretinin kocadan tahsiline karar verilmesi de gereklidir. Öyleyse, davalı-davacı (kadın)'ın karşı boşanma davası hakkında açıklanan yönde işlem yapılmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.3-Boşanmaya neden olan olaylarda, yukarıda ikinci bentte açıklandığı gibi taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına manevi tazminata hükmedilemez (TMK md. 174/2). Durum böyleyken, davacı-davalı (koca)' nın manevi tazminat isteminin reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle, davalı-davacı (kadın) yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Sadri'ye yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Münire'ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.