MAHKEMESİ :Şanlıurfa Aile MahkemesiTARİHİ :2.10.2007NUMARASI :Esas no: 2006/783 Karar no: 2007/583Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, velayet, tazminatlar, yoksulluk nafakası,kişisel ilişki, eşya iade isteği yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın, karısını mahkeme kanalıyla ortak konuta davet etmekle önceki olaylardan dolayı onu affetmiş bulunmasına, dolayısıyla kadına bir kusur yüklenemeyeceğine, boşanmaya neden olan olaylarda eşine şiddet uygulayan davalı kocanın tam kusurlu olduğunun belirlenmesine, son oturumda davacı vekilinin eşya iadesiyle ilgili dava hakkını saklı tutmuş bulunmasına göre davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2) Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (MK.Md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı Rukiye yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3) Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı Rukiye'nin ağır yada eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. 4 BK. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı Rukiye yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 4) Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım ve şefkatine muhtaç 2007 doğumlu Zeynep'in Türk Medeni Kanununun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması usul ve kanuna aykırıdır. 5) Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacı yararına hükmolunan yoksulluk nafakası miktarı azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesi uyarınca daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2) , (3), (4) ve (5) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik temyiz itirazının incelenmesine yer olmadığına, temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının davacıya geri verilmesine işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.