MAHKEMESİ :Oltu Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :05.06.2013 NUMARASI :Esas no:2011/270 Karar no:2013/658 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, Türk Medeni Kanununun 174. maddesi kapsamındaki tazminat taleplerinin reddi, nafakaların miktarları, eşya alacağına ilişkin kurulan hüküm ve ziynetler yönünden, davalı (koca) tarafından ise; kusur belirlemesi, nafakalar ve çeyiz eşyalarının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden; eşinin akrabalarının müşterek eve gelmesini istemeyen, eşini evden kovan ve karısına hitaben "seni sevmiyorum, seni karım olarak kabul etmiyorum" şeklinde sözler söyleyen davalı kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, davacı kadına atfı kabil bir kusurun varlığının ise kanıtlanamadığı, davalı kocanın bu kusurlu eylemlerinin aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Durum böyleyken, mahkemece tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadının manevi tazminat (TMK.md.174/2) talebinin reddedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı dava dilekçesinde toplam 20.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, ancak bu tazminatın ne kadarını çeyiz eşyaları bedeli olarak ne kadarını ise boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatinin karşılığı olarak (TMK. md. 174/1) istediğini açıklamamıştır. a- Davacının dava dilekçesindeki 20.000 TL'lik maddi tazminat talebinin ne kadarının "boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatinin zedelenmesi" karşılığı olarak (TMK. md. 174/1), ne kadarının "çeyiz eşyalarına" ilişkin olduğunun davacıya sorulup açıklattırılması, Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi kapsamı dışındaki tazminat bölümünün boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığı göz önüne alınarak bu bölüm için nispi peşin harç noksanlığının Harçlar Kanununun 30. maddesi gereğince tamamlattırılması, (HMK'nun 150.maddesinde gösterilen süreler içinde) harç tamamlandığı takdirde taraf delillerinin değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi, aksi takdirde bu talep yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir işlem yapılmaksızın işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir. b- Davacı kadının Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi kapsamındaki maddi tazminat talebi yönünden ise, yukarıda 2.bentte açıklandığı üzere davalı kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gözden kaçırılarak, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davacının Türk Medeni Kanununun 174/1 .maddesi kapsamındaki maddi tazminat talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma davası ile açılan ziynet alacağı davasının, 03.10.2012 tarihli ara karar ile boşanma davasından tefrikine karar verilmiş olup, bu ara karardan rücu edilmemiştir. Mahkemece, davacı kadının ziynet alacağı talebi hakkında 03.10.2012 tarihli ara karar doğrultusunda tefrik işlemi yapılması gerekirken, bu hususa dikkat edilmeden, kararın gerekçe bölümünde davacı kadının ziynet bedeline yönelik isteminin reddedilmesinin gerektiğinin belirtilmesi, kararın hüküm bölümünde ise davacının ziynet bedeli talebine ilişkin her hangi bir hüküm oluşturulmaması usul ve yasaya aykırıdır..5- Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 29 8. Maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde "Bir sandık çeyiz, mutfak takımı, yatak takımı, halı, buzdolabı, çamaşır makinesi, oturma grubu, yatak odası, yataş yatak, tv sehpası, set üstü ocak, şofben, sehpa, halının mevcut olanlarının aynen; mevcut olmayanlarının rayiç bedellerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sair taleplerin REDDİNE" şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, davacının aynen iade talebi olmadığı halde, istem dışına çıkılarak aynen iadeye de karar verilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2, 3/b ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle davacı kadın, 3/a bendinde gösterilen sebeple ise davalı koca yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, 3/a bendindeki bozma sebebine göre davacı kadının eşya alacağına ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.