Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5744 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22322 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Keşan 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :16.07.2013 NUMARASI :Esas no:2012/235 Karar no:2013/293 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu bulunarak boşanmaya karar verilmiş ise de; toplanan delillerden; kadının kocasına hakaret etmesine ve bazı geceler eve geç geldiğinden bahisle evden kovmasına karşılık , kocanın da eşine hakaret ettiği, şiddet uyguladığı , evden kovduğu ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre; boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın kadına göre ağır kusurlu kabul edilmesi gerekir. Mahkemece tarafların eşit kusurlu bulunmalarına yönelik kusur tespiti yerinde değil ise de; verilen boşanma kararı kadının az da olsa kusurlu olması ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluşmuş bulunması nedeniyle sonucu itibarıyla doğru olmakla, boşanmaya ilişkin hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmek suretiyle (HUMK. md. 438/son ve HMK. md. 370/son) onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve buna bağlı olarak davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.m.175). Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, ortadadır. Kolluk tarafından yapılan araştırmada davalı kadının ev hanımı olduğunun bildirilmesine karşın , davalı tanığı Hatice tarafından davalının çalıştığı belirtilmiştir. O halde, mahkemece davalının sürekli gelirinin bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. 4-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata (TMK. md. 174/2) hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün gerekçesinin değiştirilmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.