Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5677 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21486 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile MahkemesiTARİHİ : 28/05/2014NUMARASI : 2012/702-2014/402 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından nafakaların miktarı yönünden; davacı erkek tarafından ise katılma yolu ile tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davacı erkeğin harcı ve kaydı olmayan katılma yolu ile temyiz dilekçesinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı kadının nafakalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Mahkemece 06.09.2012 tarihli tensiple birlikte davalı ve müşterek çocuk için aylık 100'er TL tedbir nafakasına karar verildiği, bilahare 13.02.2013 tarihli ara kararla müşterek çocuk için ödenmesine karar verilen aylık 100 TL tedbir nafakasının dava tarihi olan 31/08/2012 itibari ile aylık 250 TL ye, davalı yararına hükmedilen aylık 100 TL tedbir nafakasının ise aylık 200 TL ye yükseltilmesine karar verildiği, 10.10.2013 tarihli ara kararla da, müşterek çocuk için 13/02/2013 tarihli ara kararı ile hükmolunan aylık 250 TL tedbir nafakasının talep tarihi olan 10/10/2013 tarihinden itibaren aylık 300 TL ye yükseltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen ara kararlar bu şekilde iken, tefhim edilen kısa kararda” tedbir nafakalarına ilişkin ara kararların hüküm kesinleşinceye kadar devamına” karar verilmiş,ancak gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “Mahkememizin 06/09/2012 tarihli tensip ara kararı ile davalı için aylık 100 TL müşterek çocuk için aylık 100 TL olmak üzere aylık 200 TL olarak hükmolunan, bilahare 13/02/2013 tarihli ara kararla müşterek çocuk için dava tarihi olan 31/08/2012 tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 250 TL ye, davalı için aylık 400 TL ye yükseltilen tedbir nafakalarının hüküm kesinleşinceye kadar devamına şeklinde karar verilmek suretiyletedbir nafakalarının miktarlarında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m.298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.SONUC:Temviz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davacının harcı ve kaydı olmayan katılma yolu ile temyiz dilekçesinin incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.