Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 558 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 20202 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ :Viranşehir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :26.3.2008NUMARASI :Esas no:2007/106 Karar no:2008/82Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, velayet, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre iki tarafın aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi boşanmaya yol açan olaylarda davalı kadın tamamen kusurludur.Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44) dikkate alınarak davacı koca yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Müşterek çocuklar, ayrılık süresince baba yanında olup, davalı anne velayetin verilmesi konusunda çelişkili beyanlarda bulunmuştur. Makhemece, müşterek çocukların velayeti hakkında uzman incelemesi de yaptırılarak, delillerin birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir.3-Kısa kararda iştirak nafakası ve davalı kadının maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararda bu konularda hüküm kurulması suretiyle çelişki yaratılmıştır.Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 38l/2 maddesi uyarınca kararın tefhimi en az 388.maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Bu durumda gerekçeli kararın, tefhim edilen karar yanlışta olsa, buna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen kararla gerekçeli karardaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.5-Davalı yoksulluk nafakası isteğinde de bulunmuştur. Mahkemece, istenilen miktar açıklattırılıp (HUMK.md.75) bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi de doğru görülmemiştir.6-Kabul göre de;Davalı kadının maddi tazminat (TMK.md.174/1) isteği olmadığı halde kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması da yerinde değildir. (HUMK.md.74)SONUÇ: Temyiz edilen hükmün; 2, 3, 4 ve 5 nolu bentlerde yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan yönlerinin ise 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.