Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5557 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22226 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Ağrı 3. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :12.06.2013 NUMARASI :Esas no:2012/39 Karar no:2013/233Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece, davalı-davacı (kadın) ağır kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; bir kısım davacı-davalı kocanın tanıklarının beyanlarında geçen olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, davacı-davalı (koca)'nın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davalı-davacı (kadın)'ın da telefon yoluyla güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olaylarda taraflar eşit derecede kusurludur. Hal böyle iken davalı-davacı (kadın)'ın ağır kusurlu kabul edilmesi doğru değil ise de davalı-davacı (kadın)'ın, davacı-davalı (koca) ile aynı oranda kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, verilen boşanma kararı bu sebeple sonucu itibariyle doğru olup, boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilmek suretiyle onanmasına (HMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş ve davalı-davacı (kadın)'ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeple tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları belirlendiğine ve eşit kusur halinde ise taraflar yararına tazminata (TMK md. 174) hükmedilemeyeceğine göre bu husus nazara alınmadan davacı-davalı (koca) yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK md.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı (kadın)'ın daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-davacı (kadın) yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.4-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 04.07.2013 doğumlu müşterek çocuk Umut Kaan'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.5-Yukarıda birinci bentte açıklanan tarafların kusurlu davranışları karşısında; davalı-davacı (kadın) Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası yönünden, ayrı yaşamakta haklıdır. Bu nedenle bağımsız nafaka davasının kabulü ile davalı-davacı (kadın) yararına uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddi de doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3, 4 ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre birleşen davadaki vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.