Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5510 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 2633 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ :Lüleburgaz 2.A.H.(Aile) Mahkemesi TARİHİ :5.4.2005NUMARASI :477-125DAVA TÜRÜ :Karşılıklı BoşanmaTEMYİZ EDEN :TaraflarTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı tarafından maddi ve manevi tazminat yönünden, davalı tarafından da sadece maddi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Boşanmaya neden olan olaylarda başka bir kadınla yaşayan koca tam kusurludur. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi sayılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.2-Davalının yoksulluk nafakası talebi bulunmadığı halde, kesin hüküm oluşturacak şekilde “..davalının yoksulluk nafakası talebinin reddine...” biçiminde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, bu yön davalının temyizinin kapsamı dışında tutulduğundan bozma sebebi yapılmamış, yanılgıya işaret olunmakla yetinilmiştir.3-Temyiz sebeplerine hasren yapılan inceleme sonucu; a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Davalının maddi tazminat isteği; Fransa’da çalışmakta olduğu işini kaybetmiş olması sebebiyle yoksun kaldığı kazanç kaybına dayanmaktadır. Bu istek, Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında “..boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatin zedelenmesi..” niteliğinde değildir ve harca tabidir. Davalının bu konuda, usulüne uygun harcı verilerek açılmış bir karşı davası bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde maddi tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.c-Davacının maddi ve manevi tazminat istekleri konusunda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ:Hükmün yukarıda 3. maddenin (b) ve (c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyiz konusu yapılıp da bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin 3 maddenin (a) bendindeki sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın S.'a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran Y.'e geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.