Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 5503 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3521 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ :16.6.2011NUMARASI :Esas no:2009/411 Karar no:2011/385Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Mirasbırakan ..., 9.10.2007'de evli ve çocuksuz olarak vefat etmiş, geride yasal mirasçısı olarak eşi ..., annesi ... ve kardeşi ... kalmıştır. Annesi ... da daha sonra 7.4.2009 tarihinde vefat etmiştir.Dava, mirasbırakanın yasal mirasçılarından kardeşi ... Tarafından açılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde mirasbırakanın ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğunu, bu sebeple sonradan ölen annesi ... da mirası reddetmiş sayıldığını ileri sürerek, bu yönde tespit kararı verilmesini istemektedir. (TMK. m. 605/2) Mirasbırakanın annesi, sağlığında yasal süresi içinde ret hakkını kullanmamakla, mirası kayıtsız şartsız kazanmış sayılır. (TMK: m. 610/1) Bu bakımdan onun halefi sıfatıyla davacının sonradan ölen annesi bakımından da hükmen ret kararı verilmesi yönündeki isteği kabul edilemez. Bu sebeple sonradan ölen anne ... bakımından isteğin açıklanan sebeple reddine karar verilmesi gerekir.Öte yandan, yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırıdır. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz. Davacının, mirasbırakanın ölümünden bir gün sonra mirasbırakanın ... Hastanesine olan borcununun bir miktarını, kendisinin eski yönetim kurulu üyesi, eşi ... de ortağı olduğu .... A.Ş.'nin bütçesinden para transferi yapmak suretiyle ödediği anlaşılmaktadır. Terekenin borcunun tamamının ya da bir kısmının, mirasçılardan biri tarafından ödenmiş olması, borcun kabul edildiği anlamına gelir. Borcu kabul etmiş olan mirasçının ise, hükmü redden yararlanmak amacıyla terekenin borca batık olduğunu ileri sürme hakkı bulunmamaktadır. Bu bakımından davacının kendi miras hakkıyla ilgili talebinin de açıklanan bu sebeple reddine karar verilmelidir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.