Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5499 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 8426 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Şuhut Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :24.2.2011NUMARASI :Esas no:2010/211 Karar no:2011/77Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; "kusurlu kabul edilmesine" ilişkin gerekçesi, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Mahkemece; "davalının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı" kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verildiği görülmektedir. Oysa davalının evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir kusuru ıspatlanamamış, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek ciddi sebep ve deliller tespit edilememiştir. Türk Medeni Kanununun, 166/3. maddesindeki hal dışında davalının davayı kabul açıklaması sonuç doğurmaz. Öyleyse davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile boşanma kararı verilmesi doğru değildir. Ne var ki davalı hükmün boşanmaya ilişkin bölümünü temyiz etmediğinden, bu yönde bozma yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. Ancak, davalı hükmün boşanmaya ilişkin bölümünü temyiz etmemekle beraber,boşanmada kusurlu kabul edilmesine ilişkin gerekçeyi temyiz ederek hükme karşı çıktığına göre boşanma bakımından kabul edilmiş olan kusur, yoksulluk nafakası bakımından davalıyı bağlamaz.2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;a-Türk Medeni Kanununun 175. maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden boşanmada kusuru bulunmayan davalının herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleştiğine göre, davalı yararına kocanın mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru olmamıştır.b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (a) ve (b) bentlerinde gösterilen sebeplerle tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.