Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5392 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17091 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ :Antalya 3.Aile Mahkemesi TARİHİ :9.6.2006NUMARASI :775-577TEMYİZ EDEN :TaraflarTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, manevi tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Boşanmaya yol açan olaylarda başkası ile gayriresmi yaşayan davacı tam kusurludur. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak boşanma temyiz edilmediğinden hataya işaretle yetinilmiştir.2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * karar başlığında davacıkadının evlilik soyismi yerine kızlık soyisminin yazılmasının mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davacı kadının tüm, davalı kocanın aşağıdaki bent dışındaki temyiz itirazları yersizdir.3-Davacı kadının bir başkasıyla yaşadığı anlaşılmakla, kadın yararına tedbir nafakası verilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Hükmün 3. bentte açıklanan nedenle davalı koca yararına BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yönünden hükmün 2. bentte açıklanan nedenle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcının yatıran davalıya geri verilmesine işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.