Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-4722 Sayılı Kanunun 1. ve 17. maddeleri uyarınca davada 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir. 2-Mirasçı olabilmek için, miras bırakanın ölümünde mirasçılığa ehil olarak sağ olmak gerekir. ( Miras açıldıktan sonra ölen mirasçının hakkı kendi mirasçılarına intikal eder. ( TKM. md. 522) / (4721 s. MK. m. 580) Hangisinin önce veya sonra öldüğü belirlenmeksizin ölenler bir anda ölmüş sayılırlar. ( TKM. md. 28/2) / (4721 s. MK. m. 29) Ancak ölen altsoyun ana ve baba ile aynı anda ölmesi, varsa ana babanın alt soylarının mirasçılığını etkilemeyecektir. (Y.2.H.D 17.3.1992 tarih 1395 Esas –– 3146 Karar ) Altsoyu olmayan miras bırakanın mirasçısı ana ve babasıdır. Müteveffadan evvel vefat etmiş olan baba ve ana her tabakada halefiyet yoluyla mirasçıları olan füruları tarafından temsil olunurlar.Bir tarafta hiçbir mirasçı bulunmadığı takdirde bütün miras, diğer tarafın mirasçılarına intikal eder. ( TKM. md. 440/1-2 ) / (4721 S. TMK. m. 496) Miras bırakan Buğra, altsoyu olmaksızın kendi anne ve babasıyla aynı anda bekar öldüğünden; anne ve babasının altsoyu yani kardeşleri mirasçı olur. Kardeşleri Ayşegül ve Uğur varken dayısı Coşkun ve teyzelerine miras geçmez.Davacı Coşkun’un mirasçı olabilmesi için; miras bırakan Buğra’nın ölümünde, annesi Gönül’ün sağ bulunması gerekir. Buğra ve annesinin aynı anda öldükleri kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit olduğundan davanın reddi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabule karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.