Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5309 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 5478 - Esas Yıl 2007





Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması AdaletBakanlığının yazısı üzerine YargıtayCumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan davada, boşanmaya ilişkin Gelsenkirchen-Buer SulhHukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi) 4/5/1999 tarih ve 19 F 172/98 sayılı kararının tanınmasına karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 2675 sayılı Milletlerarası ÖzelHukuk ve UsulHukuku Hakkında Kanunun 42. maddesi hükmüne göre, tanıma talebinin incelenmesi ve karara bağlanması tenfiz davalarındaki usul ve esasa tabi olup, yabancı mahkeme kararının tanınması, kararın TürkMahkemelerinde kesin delil veya kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurmaktadır. Bu itibarla Milletlerarası Özel Hukuk ve UsulHukuku Hakkında Kanunun 36. maddesi uyarınca diğer eşe husumet yöneltilmesi, tanıma talebini içeren dilekçenin anılan Kanunun 39/1. maddesi hükümlerine uygun olarak duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilmesi, duruşma gününde de basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanması gerekmektedir. Mahkemece, anılan hükümlere aykırı olarak, hasımsız açılan davanın, taraf teşkili yapılmaksızın duruşma açılarak, karşı tarafa savunma imkanı sağlanmadan kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: YargıtayCumhuriyet Başsavcılığının HukukUsulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi.