Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 521 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18648 - Esas Yıl 2013
:Konya 1. Aile MahkemesiTARİHİ :17.06.2013 NUMARASI :Esas no: 2011/1092 Karar no:2013/529 Taraflar arasındaki "boşanma" davlarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca her biri kendi davasına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı kadının yargılama aşamasında 02.05.2012 tarihli dilekçesi ile boşanma davasından feragat ettiği anlaşılmaktadır. Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Feragatten feragat mümkün değildir. Davacı-davalı kadın vekilinin tehdit altında bulunduğu gerekçesiyle davadan vazgeçtiği yönündeki iddiası yeterli delil ve belgelerle kanıtlanamamıştır. Mahkemece, davacı-davalı kadının boşanma davasından feragati nedeniyle ret hükmü kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-davacı kocanın reddedilen kendi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Mahkemece, davalı-davacı kocanın eşi ile barışıp yeniden evliliği yürütmek için girişimlerde bulunduğu ve kadından kaynaklanan kusurlu davranışları affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle kocanın birleşen boşanma davası reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-davacı kocanın, eşiyle barışma girişiminde bulunduğu ancak bir barışmanın gerçekleşmediği, bu nedenle olayın barışma teşebbüsünde kaldığı, bu durumda davalı-davacı kocanın, eşinin kusurlu davranışlarını affettiği veya hoşgörü ile karşıladığı gerekçesinin gerçekleştiği söylenemez. Davacı-davalı kadın da yargılama aşamasında eşi aleyhine açtığı boşanma davasından vazgeçmiş ve varsa kocanın kusurlu davranışlarını affetmiştir. Kadının davasından baskı sonucu vazgeçtiğine dair iddia konusunda yeterli delil ve kanıtta bulunmamaktadır. Hal böyleyken, güven sarsıcı davranışta bulunan, evi ve çocuklarıyla ilgilenmeyerek evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmeyen davacı-davalı kadın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurludur. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davlı-davacı kocanın boşanma davasının (TMK.md.166/1) kabulüne karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uymayan gerekçe ile kocanın davasının reddi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.