MAHKEMESİ :Kartal 2. Aile MahkemesiTARİHİ :23.06.2006 NUMARASI :258 - 619TEMYİZ EDEN :M. Ö. Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Boşanmaya sebep olan olaylarda eşine sürekli fiziksel şiddet uygulayan ağır hakaretler eden davalı-davacı koca tam kusurludur. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davalı-davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davacı- davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle davalı-davacı kocanın boşanma davasının reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma sebebi sayılmamış yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.2-Temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince; a) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir.b) Davacı-davalı kadının dava dilekçesindeki maddi tazminat istemi Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi hükmü yanında ziynet alacağını da içermektedir. Ziynet alacağına yönelik istem boşanmanın eki niteliğinde olmadığından nisbi harca tabidir. Mahkemece yapılacak iş; davacı-davalı kadından maddi tazminat isteminin ne kadarının ziynet alacağına ilişkin olduğunun açıklattırılması ile nisbi harcın alınarak sonucu uyarınca bir karar vermekten ibarettir. c) Davacı-davalı kadının manevi tazminat talebine yönelik faiz istemi bulunmadığı halde faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ( HUMK. md. 74 )SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 2/b-c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 2/a bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.