MAHKEMESİ :İstanbul 6.Aile MahkemesiTARİHİ :27.06.2013 NUMARASI :Esas no:2010/10 Karar no:2013/443 Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından maddi tazminat yönünden; davalı tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1) Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş, diğer taraf vekili de temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde bulunmuştur. (HUMK. md.433/2) Hükmü süresi içinde temyiz etmemiş olan tarafın, temyize cevap dilekçesi içerisindeki temyiz itirazlarının incelenebilmesi, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren on gün içerisinde cevap verilmesi halinde mümkündür. (HUMK. md.433/2) Aksi halde süresinden sonra verilen cevap dilekçesindeki temyiz itirazları dikkate alınamaz. Davalının temyiz dilekçesinin davacı vekiline 23.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, karşı tarafın hükme ilişkin itirazların da ihtiva eden temyize cevap dilekçesinin ise yasal on günlük süreden sonra 25.10.2013 günü verildiği görülmektedir. Bu durumda davacının katılma yoluyla temyiz dilekçesinin süre aşımı sebebiyle reddi gerekmiştir. 2) Davalının temyiz itirazlarına gelince; a) Tefhim olunan kısa kararda, kabul edilen çeyiz eşyalarının hangileri olduğu ve her birinin değeri ayrı ayrı gösterilmemiş olup bu durum usul ve yasaya aykırı isede sonradan yazılan gerekçeli kararda bu eksiklik tamamlandığından bu husus bozma sebebi yapılmamış yanılgıya işaret edilmekle yetinilmiştir. b) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere, kanunun gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. c)Boşanmada manevi tazminatın amacı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevi değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevi tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunmuştur. Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. maddenin (c) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda 2. maddenin (b) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davacının katılma yoluyla temyiz talebinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.