Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4827 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 21110 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ :Sivas Aile Mahkemesi TARİHİ :7.9.2007 NUMARASI :Esas no:2006/639 Karar no:2007/734Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Tebligat tebliğ yapılacak kişiye bilinen en sona adresinde yapılır.( Tebligat Yasası md.10) Tebliği alacak kişi bu adreste bulunmamışsa tebliğ memuru bulanabileceği yeri araştırır.Bulamazsa durumu, mahalle köy muhtarlıklarına doğruluğunu onaylatmak suretiyle tesbit eder. ( T.Y. md. 28) Durum, tebliği çıkaran kuruluşa bildirilir.İlgili kuruluş, tebliği alacak kişi memursa ve esnaf ise adreslerini mensubu oldukları teşkilatlardan, avukatların adresini barodan, Adliye Bakanlığından, askerse askerlik şubesinden, Savunma Bakanlığından ve nüfusa kayıtlı olduğu yerden sorarak öğrenmeye çalışır. (Tebligat Tüzüğü md. 13) Tebligat Tüzüğünün 13. maddesine göre yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahı, oturduğu yer veya işyeri bulunamamış ise o halde kişinin adresinin meçhul olduğu kabul edilerek (Teb. Tüz. md. 46) ilanen tebliğe karar verilebilir. Ancak belirtilen soruşturma biçimi sınırlayıcı değildir.Nitekim aynı maddenin ikinci fıkrasında bu durum açıklığa kavuşturulmuş, Tebligatı çıkaran merciin luzüm görmesi halinde adres soruşturmasını özel kuruluşlardan, dairlerden de yapması gereği ilk cümlede vurgulanmıştır.Belirtilen özel ve resmi kuruluşların içinde adres tesbitinin yapılabileceği Nüfus, Tapu İdareleri, Belediye, Sivil Savunma gibi kuruluşlarda vardır, Davada savunma hakkıyla sık sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının zabıtaya yaptırılan bir inceleme ile sınırlı tutulması savunma hakkının kısıtlanmasına yol açabilecek bir durum yaratabilir. O halde adres araştırmasının geniş bir çerçeve içinde ele alınması soruşturmanın çok yanlı yapılması gerekir. İlan, kendisine tebligat yapılacak kimsenin öğrenmesini en uygun şekilde ulaşacağı umulan bir gazete ile yapılır.(Teb. Tüz. md. 47/2) Ayrıca varsa tebliği çıkaran merciin bulunduğu yerdeki yerel gazetelerden birine de ilan verilir. Bundan sonra tebliğ edilecek belgeler bir ay süre ile tebliği çıkaran merciin herkesin kolayca görebileceği bir yerinde (mahkeme divanhanesinde) askıya çıkarılır.Somut olayda davalının kullandığı cep telefonu numarası ve velayeti dava konusu olan çocuğun öğrenci olduğu mahkemece bilinmektedir. Abone kaydı ve okul kaydı sırasında bildirilen adreslerin tespiti yönünde bir araştırma yapılmadığı gibi, divanhanede askıya çıkarma tutanağında, askıya çıkarma ve indirme tarihleri yazılı olmadığından bir ay süre ile ilanın askıya çıkarılması koşulunun da yerine getirildiğinin tespiti mümkün olmamıştır. Belirtilen inceleme ve soruşturmayı kapsamayan adres araştırmasıyla yetinilerek adresin meçhul olduğunun kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak tebligatın ilanen yapılması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır.İlanen tebligat en son başvurulacak bir çaredir. O nedenle adres araştırılmasının titizlikle ve kararlılıkla yapılması zorunluluğu açıktır.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 73. maddesi uyarınca taraflar usulüne uygun olarak iddia ve savunma için mahkeme çağırılmadıkça haklarında hüküm kurulamaz. Davalının usulüne uygun olarak çağrılmadığı, savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından, yokluğunda yapılan tahkikat sonunda oluşturulan hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyize konu hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.