Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4785 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3427 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Antalya 5. Aile Mahkemesi TARİHİ :13.10.2009NUMARASI :Esas no:2008/8 Karar no:2009/954Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Davalı-karşılık davacı kadının temyiz talebinin incelenmesinde;Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa 22.12.2009 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.md.432) l5 günlük süre geçtikten sonra 07.01.2010 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir.Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir.Ne var ki Aile Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden, Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanun ile değişik 432/4.maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği(l.6.l990 günlü ve l989/3 Esas,l990/4 Karar sayılı) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunca karara bağlanmıştır. Bu durumda gösterilen sebeple temyiz isteminin reddi gerekir.2-Davacı-karşılık davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan soruşturma, toplanan delillerle kocanın annesinin tarafların evliliğine müdahalesine davacı-karşılık davalı kocanın sessiz kaldığı; buna karşılık davalı-davacı kadının da günlüğünde yazdığı sözlerden de anlaşıldığı gibi eşini sevmediği ve evliliği sürdürmekte gönülsüz davrandığı; gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen nedenle davacı-davalı kocanın boşanma davası yönünden BOZULMASINA, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinin yukarıda 1.bentte gösterilen nedenle REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.