Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4741 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3853 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ :Sorgun 1. Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :18.2.2009NUMARASI :Esas no:2008/352 Karar no:2009/319Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın temyiz itirazları yersizdir.2-Davacı-davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır (HUMK.md.254). Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanlarını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. Davacı-davalı kadının tanıklarının "koca tarafından kadına şiddet uygulandığına" dair beyanları duyuma değil doğrudan görgüye dayalı bulunduğundan hükme esas alınmalıdır. Açıklanan sebeplerle tarafların karşılıklı hakaretleri yanında eşine şiddet uygulayan davalı-davacı kocanın evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda daha fazla kusurlu bulunduğu; böylece davacı-davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddedeki maddi ve manevi tazminat verilmesi koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır.Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 BK.md.42 ve 44 ) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 BK. md. 42,43,44,49) dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer temyize konu yönlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ... yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran ... geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.