MAHKEMESİ :Körfez Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :10.05.2012 NUMARASI :Esas no:2010/615 Karar no:2012/405Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukardıa tarihi ve numarası gösterilen hüküm; davacı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat, çocuk için hükmndilen iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki ve ziynetler hakkında kurulan hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Davalı (koca) tarafından bundan önce Gebze Aile Mahkemesinde 1.2.2008 tarihinde açılan boşanma davası 16.3.2010 tarihinde "sübut bulmadığı" gerekçesiyle reddedilmiş, karar 29.7.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu kararla, davanın açıldığı tarihe kadar ki olaylardan dolayı kadının kusurlu olmadığı hükmen belirlenmiştir. Sözü edilen davanın ikame edildiği tarihten, eldeki temyize konu davanın açıldığı 20.8.2010 tarihine kadar geçen süre zarfında tarafların biraraya gelmedikleri ve kadına atfedilebilecek herhangi bir kusurun ispatlanmadığı görülmektedir. Bu durumda davacının kusurlu kabul edilmesi doğru değildir. Davalının ise, eşine ağza alınmayacak sözlerle hakaret ettiği, davacının ailesine çektiği mesajlarda eşini kastederek "kızınız ailemize yakışmıyor" dediği ve "evlilik ilişkisini yürütmeyeceğini, burada bitirmek istediğini" söyleyerek eşini baba evine gönderdiği toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı tamamen kusurludur. Hal böyleyken, reddedilen davadan önceki olaylar esas alınarak, davacının davalıyla aynı oranda kusurlu kabul edilmesi, buna bağlı olarak davacının Türlk Medeni Kanununun 174/1. maddesine dayanan maddi tazminat isteğinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır.3-Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, davacının kişilik haklarına yapılan saldırının kapsamına ve tarafların boşanmadaki kusur derecelerine göre, davacı (kadın) yararına takdir edilen manevi tazminat (TMK.m.174/2) yetersizdir. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkkaniyet ilkesi de gözetilerek daha uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır.4-Davacı, dava dilekçesinde ve sonradan verdiği layihalarda "ziynetlerle ilgili ayrıca talep ve dava hakkını açıkça saklı tuttuğunu" ifade etmiştir. Sonradan, mahkemenin ara kararı üzerine ziynetler için harç yatırılmış olması, bununla ilgili hakkı, dava haline getirmez. Hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK. m. 24/1). Bu husus nazara alınmadan, aleyhine "kesin hüküm" oluşturacak şekilde "davacının ziynet eşyalarına ilişkin talebinin reddine" karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.), (3.) ve (4.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukardıa (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.