Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4633 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 16352 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ :Bağcılar Aile Mahkemesi TARİHİ :14.6.2006NUMARASI :1336-757TEMYİZ EDEN :Davalı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm manevi tazminat ve yoksulluk nfaakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Toplanan deliller; davalının, Yalçın ile ilişkisi olduğunu gösterir nitelikte değildir. Davalının güven sarsıcı davranışı da kanıtlanamamıştır. Davacının ise, davlaıyı dövdüğü gerçekleşmiştir. *Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. #Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. *Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle boşanma davasının reddi gerekirken isteğin kabulü doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yön açıkça temyizin kapsamı dışında bırakıldığından bozma sebebi yapılmamış yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.2-temyiz sebeplerine hasren yapılan incelemeye gelince;a-Toplanan delillerden davacının davalıyı dövdüğü anlaşılmaktadır. Boşanmada davalıya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmamaktadır. Kocanın, gerçekleşen eylemi davalının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları gerçekleşmiştir. Davalı kadın yararına uygun manevi tazminat takdiri gerekirken isteğin reddi usul ve yasaya aykırıdır.b-Toplanan delillerden davalının boşanma sonucu yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi gereğince kadın yararına uygun miktarda yoksullu nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ:Hükmün yukarıda 2. maddenin (a) ve (b) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.