MAHKEMESİ :İzmir l. Aile MahkemesiTARİHİ :18.04.2007 NUMARASI :Esas no:2006/724 Karar no:2007/275Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün * temyiz eden F.. Ü.. S.. ile vekili Av. H..K..ve karşı taraf vekili Av. İ..K.. geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.1-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde, öncelikle Türk Medeni Kanununun 161. maddesine göre zina sebebiyle, aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine (TMK. 166/1. md.) dayanarak boşanma isteğinde bulunmuştur. Yapılan soruşturma, toplanan deliller ve özellikle Cumhuriyet Savcılığınca düzenlenen 2006/9789 sayılı soruşturma evrakında yer alan ifadelerden davalı-karşı davacı kocanın başka kadınla zina ilişkisi içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.2-Davalı-karşı davacı kocanın başka bir kadınla zina yaptığı, evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği ve ortak çocuğa karşı şiddet kullandığı toplanan delillerle sübuta ermiş, davacı-karşı davalı kadına yüklenebilecek bir kusur ortaya konulamamıştır.Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğini temelinden sarsan hadiselerde davalı-karşı davacı koca tam kusurludur.*Türk Medeni Kanununun 166.maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir.Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer.Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonrada mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir.#Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166.maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır.*Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK.md.166/2) #Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu duruma göre davalı-karşı davacı koca tarafından açılan boşanma davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda l. ve 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, yukarıda l. bentteki bozma sebebine göre davacı-karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 550.00 YTL. vekalet ücretinin S..’ten alınıp F..’ya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.