Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4424 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2176 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Hassa Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :6.1.2012NUMARASI :Esas no:2009/347 Karar no:2012/4Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen kendi manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebi yönünden, davalı koca tarafından ise; kusur belirlemesi, reddedilen kendi manevi tazminat istemi ve ziynet alacağına ilişkin dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;a-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.b-Davacı dava dilekçesinde; (5) adet bilezik, (1) adet bileklik, (3) adet yüzük ve (2) adet küpeden oluşan ziynetlerin davalı tarafından isteği dışında elinden alındığını belirtip,bunların karşılığı olarak 7500 TL'nin davalıdan tahsilini istemiştir. Kural olarak evlilik nedeniyle edinilmiş takı ve ziynet eşyalarının kadına ait olduğu kabul edilir. Bu ziynetlerin iade edilmemek üzere kocaya verildiği kanıtlanmış olmadıkça, aynen veya bedelinin iadesi esastır. Davalı koca, cevabında bu ziynet eşyalarından (2) adet bilezik, (1) adet bileklik, (1) adet yüzük ve (1) adet küpeyi, ihtiyaç nedeniyle bozdurduğunu kabul etmiştir. Davalının kabul ettiği bu ziynetler dışındaki ziynet talebi, davacının gösterdiği diğer delillerle kanıtlanamamıştır. Bu durumda, kanıtlanamayan ziynet eşyaları yönünden davacının yemin deliline dayandığı gözetilerek, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 223 ve devamı maddeleri uyarınca yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, davacı yemin işlemiyle ziynetlerin tamamı için davasını kanıtladığı takdirde ziynetlerin tamamı için davanın kabulüne karar verilmesi; yemin işlemiyle bile ziynetlerin tamamı için talep kanıtlanamadığı taktirde ise, sadece davalının kabul ettiği ziynetle sınırlı olarak - davacının iadeye yönelik bir istemi olmadığı ve sadece bedele yönelik talebinin bulunduğu gözetilerek - sadece bunların bedeline karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, taraflar arasındaki cinsel birlikteliğin gerçekleştirilememesinde, davalı kocanın kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanmaya neden olan olaylarda kusur tamamen davalı kocada olup, bu kusurlu davranış aynı zamanda davacının kişilik haklarını zedeler nitelikte olduğundan; kadın yönünden, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi kapsamındaki manevi tazminata hükmedilmesi koşulları oluşmuştur. Durum böyleyken; hatalı kusur belirlemesi gerekçe gösterilerek davacının manevi tazminat isteminin reddi de isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.3-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilmesine rağmen, herhangi bir geliri olmayan ve boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi de doğru olmamıştır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 1/b bendinde gösterilen sebeple davalı koca yararına; yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi, manevi tazminat, yoksulluk nafakası yönünden de davacı kadın yararına BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışındaki temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.