Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4374 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 18097 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Kartal 1. Aile MahkemesiTARİHİ :16.04.2012 NUMARASI :Esas no:2011/445 Karar no:2012/576Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminat ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı (kadın)'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece, “taraflar eşit kusurlu” kabul edilmiştir. Oysa davalı-karşı davacı (koca)’nın evlenmeden önce mecburi hizmet yaptığı yerde tanıdığı ve tahsili için maddi olarak desteklediği 1979 doğumlu aile ile herhangi bir hısımlığı bulunmayan üçüncü bir kişiyi evlilikleri süresince eşiyle birlikte yaşadıkları konuta getirip, aile yaşamına soktuğu, eşi ve çocuklarına karşı gerekli ilgiyi göstermediği, evin ve ortak çocukların giderlerine katılmadığı, bahsedilen şahsı eşinin ve çocuklarının önüne geçirdiği, davacı-karşı davalı (kadın)’ın ise, ortak ev ve yaşamda aile dışından bir kişinin bulunmasının verdiği rahatsızlık sonucu kendi ailesine yakınlaştığı, tarafların bu sebeple üç yıldır fiilen ayrı yaşadıkları yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Kocanın, tahsili için maddi bakımdan destek verdiği, aile ile herhangi bir hısımlık ilişkisi bulunmayan üçüncü bir kişiyi aile yaşamına dahil etmesi, evlilik birliğinin mutluluğunu bozucu bir unsurdur ve aile mahremiyeti ile bağdaşmaz. Böyle bir durum diğer eş bakımından birlikte yaşamayı çekilmez kılar. Bu bakımdan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı (koca)’nın açıklanan tutum ve davranışının ağırlıklı olarak etkili olduğu görülmektedir. O halde kocanın “daha ziyade kusurlu olduğunun kabulü ile, az kusurlu olan kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat (TMK.md.174/1-2) takdiri gerekirken, davacı-karşı davalının bu isteklerinin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.