MAHKEMESİ :Nizip Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiTARİHİ :4.4.2013 NUMARASI :Esas no:2011/701 Karar no:2013/721 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakasının geriye yönelik olarak kaldırılması ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının eşinin şiddet uygulaması ve intihara teşebbüs etme olayından sonra evden ayrıldığı, bu durumda boşanmaya neden olan olaylarda davacının bir kusurunun kanıtlanmadığı ve davalı kocanın tamamen kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki düzenlenirken, çocukların üstün yararı yanında annelik duygularının da dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, davacı anne Nizip ilçesinde, müşterek çocuk ise babası ile birlikte Gaziantep'in merkez ilçesi Şahinbey'de oturmaktadır. Her iki ilçenin birbirine yakın olması ve ulaşım araçları dikkate alındığında kişisel ilişkinin ayrı şehir ayrımı yapılmaksızın kurulması gerektiği, yine küçüğün eğitim çağında olup, okula devam etmesi dikkate alındığında her hafta sonu kurulan kişisel ilişkinin çocuğun yararına olmayacağının kabulü gerekir. O halde mahkemece şehir ayrımı yapılmaksızın, her ayın belirli hafta sonları ve dini bayram günlerinde yatılı olacak şekilde, yarıyıl tatilinin belirli bir haftasında ve yılın yaz döneminde uzun süreli kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.