Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4000 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1352 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) MahkemesiDAVA TÜRÜ : BoşanmaTaraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.2-Boşanmaya sebep olan olaylarda retle sonuçlanan ilk davayı açıp Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre boşanma sebebi yaratan, birlik görevlerini yerine getirmeyen ve başka bir kadınla yaşayıp sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan davacı erkek tamamen kusurludur.Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.3-Davalı taraf cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası istememiştir. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK m. 141/1). Davalı, tahkikat aşamasında 14.7.2014 havale tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bu talep savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davalının yoksulluk nafakası talebi (TMK m. 175) hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur. 4-Davalı kadın 3.2.2014 tarihli tahkikat duruşmasında 500.000 TL maddi tazminat (TMK m. 174/1) talep etmiştir. Mahkemece bu taleple ilgili olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.5-Davalı kadının cevap dilekçesindeki 500.000 TL maddi tazminat isteği, davacı erkeğin sattığı taşınmazların bedellerinden kendi payına düşen miktara ilişkindir. Bu istek boşanmanın fer’isi olan maddi tazminat (TMK m. 174/1) kapsamında değildir. Davalı kadın tarafından harcı yatırılmak suretiyle bir dava veya karşılık dava da açılmamıştır. Bu istekle ilgili olarak “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.