Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3986 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 99 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Nizip Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :13.03.2012NUMARASI :Esas no:2011/675 Karar no:2012/264Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı koca tarafından; kusur belirlemesi, maddi tazminat ve tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise maddi tazminat ve nafakaların miktarı ile manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2- Sadakat yükümlülüğü boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar devam eder. (TMK md. 185/3). Toplanan delillerden, davacı-davalı kocanın bağımsız konut sağlamaya yanaşmadığı, babasının eşine ve evliliğe müdahalesine sessiz kaldğı, eşinin eşyalarını baba evine göndererek birlikte yaşamaktan kaçındığı ve başka bir kadınla yaşayarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, buna karşılık davalı-davacı kadının da evlilik birliği devam ederken başka bir erkekle yaşamaya başladığı ve bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı koca daha ziyade kusurludur. Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadın ağır ya da eşit kusurlu olmayıp, bu olaylar kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmektedir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK.m.4, TBK. 50,51,52,58) dikkate alınarak davalı- davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.3- Davalı-davacı kadın yararına 9.6.2009 tarihinde Türk Medeni Kanunun 169. maddesi gereğince 175 TL tedbir nafakası takdir edilmiştir. Davalı-davacı kadın 31.1.2012 tarihinde kendisi için nafaka isteğinden feragat etmiştir. Kadının, nafaka talebinden feragat ettiği 31.1.2012 tarihinden önce başka bir erkekle yaşamaya başladığı anlaşılmaktadır. Davalı-davacı kadın yararına takdir olunan tedbir nafakasının, kadının başka bir erkekle yaşamaya başladığı tarihten itibaren kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştirSONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle manevi tazminat ve tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.