Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3870 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1410 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Bismil Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ :30.03.2011 NUMARASI :Esas no:2010/141 Karar no:2011/123Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı, "sağ" olduğu halde nüfusa "ölü" olduğuna ilişkin kayıt düşüldüğünü ileri sürerek nüfustaki "ölüm" kaydının kaldırılmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece isteğin kabulüne, davacının nüfustaki "ölüm" kaydının kaldırılmasına karar verilmiş, kararı o yer Cumhuriyet savcısı temyiz etmiştir.Davacının nüfus kaydında, 30.9.1978 tarihinde öldüğü yazılıdır. Bu "ölüm" kaydının dayanağı nüfus müdürlüğünden istenmiş; ölümün Diyarbakır Cumhuriyet savcılığının 30.9.1978 tarihli 1978/328 hz. sayılı otopsi zaptına dayanılarak nüfusa tescil edildiği görülmüştür. Tutanakta ölenin "cüzdanı yoktur" açıklaması mevcuttur. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından, 1978/328 sayılı soruşturma evrakı istenmiş, savcılık 1978 yılına ait evrakların bulunmadığını, ancak sözü edilen soruşturma evrakıyla ilgili savcılığın 1978/262 esası ile, Sulh Ceza Mahkemesine dava açıldığını bildirmiş, Diyarbakır Sulh Ceza Mahkemesi ise 1978/426 esas, 1978/262 karar sayılı kararının örneğini göndermiş, gönderilen bu kararın ölenle ilgili olmadığı tespit edilmiştir. Savcılık esası belirtilerek "bu esasla" açılan dava tekrar sorulduğunda, bu defa Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 1978/216 esas, 1983/156 karar sayılı "görevsizlik" kararıyla dava dosyasının aynı yer Asliye ceza mahkemesine gönderildiğini bildirmiş, bu kararı göndermiştir. Bu görevsizlik kararının da, davacıyla ilgisinin bulunmadığı, başka kişiler hakkındaki "faili gayrimuayyen şekilde silahla yaralama" suçuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece başkaca araştırma yapılmaksızın tanık beyanları esas alınarak sonuca gidilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli olmadığı gibi, dava eksik hasımla da görülmüştür. Nüfustaki "ölü" kaydının kaldırılmasına ilişkin dava, ölüme bağlı hakları kullanmış veya kullanabilecek olanların hukukunu etkilemektedir. O halde, davada husumetin nüfusta "ölü" gözüken kişinin yasal mirasçılarının tamamına yöneltilmesi, göstermeleri halinde onların delillerinin de toplanması gerekir. Mirasçılardan S.ve S. 12.4.2010 tarihli dilekçe ile davaya dahil edilmişlerse de, diğer mirasçı M.Ş.husumet yöneltilmemiştir.Bu kişinin davada "tanık" olarak dinlenmiş olması, husumetteki eksikliği gidermez. O halde, öncelikle bu kişinin de davada "taraf kılınması" gerekir. Öte yandan; davacı, kayda göre 3.5.1971 doğumludur. Ölü olduğuna ilişkin kayıt, 19.10.1978 tarihinde nüfusa tescil edildiği halde, davacıya bu tarihten çok sonra nüfus memurluğunca (31.8.1994 tarihinde) "yenileme" suretiyle kimlik (nüfus cüzdanı) verildiği görülmektedir. Ölmüş olan kişinin kaydı kapatılır ve "kapalı kayıt" üzerinde yasal olarak hiçbir işlem yapılamaz; ölmüş kişiye bir kimlik de verilemez. Mahkemece bunun nasıl olduğu da araştırılmamıştır. Öyleyse mahkemece; öncelikle diğer mirasçı M.Ş.de husumet yöneltilerek, davaya bu kişinin de dahil edilmesi için davacıya süre verilmesi, dahil edildiğinde göstermesi halinde bu kişinin delillerinin de toplanması, husumetteki eksikliğin bu suretle tamamlanması; bundan sonra, 1978 tarihinde ölmüş olan ve kaydı bu sebeple kapatılan kişiye 1994'de nasıl "yenileme" suretiyle kimlik verildiğinin ilgili nüfus müdürlüğünden sorulması, 1978 tarihinden sonra bu kişiye ait kayıt üzerinde yapılmış başkaca işlem olup olmadığının da nüfustan araştırılması, davacıdan ilk okulu bitirip bitirmediği sorularak alınacak cevaba göre, M. A.ve M. kızı 1971 doğumlu T.Y.a ait ilköğretim kayıt ve mezuniyet belgelerinin araştırılması; ölüm, otopsi tutanağına dayanılarak nüfusa işlendiğine göre, dayanak otopsi tutanağının onaylı örneğinin nüfus memurluğundan istenmesi, Diyarbakır Cumhuriyet savcılığının 1978 yılına ait karar kartonu ve defterleri üzerinde inceleme yapılarak, ölümle ilgili soruşturma evrakına ulaşılması ve bu soruşturmanın akibetinin araştırılması, gerektiğinde ilgilinin kayıtlı olduğu köy muhtarının çağrılıp dinlenmesi, otopsisi yapılan kişi ile davacının aynı kişi olup olmadığının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açığa çıkartılması veya ölü kişiye ait kaydın, bir başkası tarafından kullanılması olasılığının bulunabileceği de dikkate alınarak, bu ihtimalin bertaraf edilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar nazara alınmadan eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.