Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3771 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26077 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :İzmir 1. Aile MahkemesiTARİHİ :26.06.2012 NUMARASI :Esas no:2012/340 Karar no:2012/531Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Davalı bankanın davacı G.. T..'ın davasına yönelik temyizinin incelenmesinde;Davacılar, davalı eşlerinin (koca) 1/2'şer hisseli olarak hak sahibi oldukları ve aile konutu olarak kullanılan dairelerin bulunduğu taşınmaz üzerine davalılar ve dava dışı şirketin kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızalarının olmadığını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını talep etmişler, mahkemece istek kabul edilmiş, verilen hükmü davalı Asya Katılım Bankası temyiz etmiştir.Davacı Gülaçar’ın eşi ve dava konusu 198 parsel sayılı taşınmazın 1/2 maliki olan davalı Niyazi 19.02.2009 tarihinde ölmüş ve bu davalı hakkındaki dava ölümünden sonra 30.06.2010 tarihinde açılmıştır. Bilahare 13.12.2010 tarihinde ölü Niyazi’nin mirasçıları hakkında açılan dava da ilk dava ile birleştirilerek görülmüştür. Dava tarihinden önce ölen Niyazi’nin hak ehliyeti bulunmadığı için onun aleyhine dava açılamayacağı ve davacı Gülaçar’ın eşi Niyazi’nin ölümü ile evlilik birliği sona erdiğine göre bu davanın Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde düzenlenmiş olan aile konutuna dair koruma haklarını yitirdiğinin nazara alınmaması doğru olmadığı gibi, aile konutu ile ilgili taleplerin yalnızca malik olan eşe yöneltilebileceği, onun mirasçılarının aile konutundan kaynaklanan yükümlülüklerle sorumlu tutulamayacağı nazara alınarak davacı Gülaçar’ın davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı Bankanın davacı R.. T..'ın davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;İpotek 30.03.2007 tarihinde tesis edilmiş, dava ise 30.06.2010 tarihinde açılmıştır. Yargılama sırasında ipotek tesis edilen dava konusu taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu 14.10.2010 tarihinde cebri icra ile satılmış, ihalenin feshi davasının reddine ilişkin hüküm de karar düzeltme aşamasından geçerek 28.01.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Cebri icra ile davalı Enver’in taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını yitirmiş olması sebebiyle davanın konusuz hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı Rabia’nın konusuz kalan davası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmek üzere hükmün bu bölümünün de açıklanan gerekçe ile bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.