Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3657 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21210 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 18. Aile MahkemesiTARİHİ :16.04.2013NUMARASI :Esas no:2013/26 Karar no:2013/220 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile tedbir nafakasının kaldırılmasına ilişkin karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden, davalı-davacı kadının eşine ve kayın validesine hakaret ettiği, aşağıladığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davacı-davalı kocanın da ayrı bağımsız hane temin etmediği, eşini evden kovduğu, eşine ve ailesine küfür etmek suretiyle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kocaya oranla davalı-davacı kadının daha ziyade kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kusur durumu böyleyken, mahkemenin tarafları eşit kusurlu kabul etmesi ve buna bağlı olarak davacı-davalı kocanın maddi ve manevi tazminat isteklerini reddetmesi isabetsiz olmuştur. 3-Mahkemece 20.06.2012 tarihli arar kararı ile Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca davalı-davacı kadın lehine aylık 250,00 TL. tedbir nafakasına hükmedilmiş, nihai hükümde ise, ara kararla hükmedilen bu tedbir nafakasının, dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. Toplanan delillerle; davalı-davacı (kadın)'ın yargılama aşamasında çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Boşanma davası açılmakla, eşlerin ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı doğar ve istek olmasa bile davanın devamı süresince gerekli tedbirlerin davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden (re'sen) alınması gereklidir (TMK. md. 169). Lehine tedbir nafakasına hükmedilen veya tedbir nafakası talep eden tarafın muhakeme sırasında belirlenen kusuru Türk Medeni Kanununun 169. maddesindeki nafaka tedbirinin alınmasına engel değildir. Davacı-davalı (kadın)'ın tedbir nafakası alma ihtiyacının ortadan kalkacağı tarihe kadar devam ettirilmesi gerekirken; mahkemece yazılı şekilde tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.